16 Ağustos 2016 Salı

Suicide Squad | Film incelemesi


Man of Steel filmiyle 2013 yılında temeli atılan, Batman v Superman: Dawn of Justice ile iyice derinlik kazanan Dc Extended Universe'ün sıkı takipçisiyim. Dc Comics'in içerisinde yer alan karakterler iyi kullanılırsa inanılmaz bir sinematik evren bizleri bekliyor. Bu yüzden DCEU'den oldukça umutluyum ve bundan sonraki filmerinin de takipçisi olup incelemelerini yapacağım. Aynı yıl içinde iki film birden çıkararak hızlı bir gelişme sürecine girildi. Bu da ister istemez filmlere olumsuz olarak yansır. Ama rakibi Marvel Cinematic Universe'ün mevcut konumundan dolayı böyle bir hamlenin gelmesi de çok mantıklıydı. Şimdi gelelim Suicide Squad'ın hafif spoilerlı incelemesine...


Öncelikle film bize neyi vaat ediyor? Aksiyon, eğlence, Dc'nin karanlık atmosferine uygun espriler, Justice League üyesi karakterlerin geçmişte karşılaştığı bazı düşmanlar ve sinematik evrene derinlik katabilecek kötü karakterlerin bir araya getirilerek başlarından geçecek bir macera vaat ediyordu. Fragmanlarda işin içine Joker ve Batman de girdi. Bunlar da yetmezmiş gibi, final fragmanından sonra Flash karakterinin de gözükeceğini öğrendik. Bu üç büyük karakterin böyle bir filme girmesi zaten olasıydı fakat temel sorun şu ki, izleyicinin beklentisi bu karakterleri görünce ona göre doğru orantıda artıyor, daha çok Joker ve Batman görmeyi umuyorlar. Filmde eser miktarda Batman, aralara serpiştirilmiş Joker ve anında başlayıp biten ufacık bir Flash sahnesi vardı. Bu karar Suicide Squad için yerinde miydi? Bu sorunun cevabı evet. Çünkü film Suicide Squad'ın filmi. İzleyicinin beklentileri karşılanmayınca haliyle filmin eğlenceli ve kaliteli havasına gölge düşüyor.

Ekip bir arada
Filmin ilk yarısı çok eğlenceli olmuş ve farklı bir kurguyla önümüze sunulmuş. Film genelde flashback sahnelerinden oluşan bir giriş bölümüne sahipti. Karakterleri izleyiciye tanıtmaları açısından başarılı bir tercih olmuş. Bu durum filmin ortalarına kadar ufak detaylarla sürüyor... Yani flashback sahnelerinden sonra diyaloglarla da karakterler derinleştiriliyor. Bunun dışında ekibin bir araya getirilme süreci çok güzel işlenmiş ve olması gerektiği gibi olmuş. Kötü karakterlerden oluşan bir ekibi konu alan pek fazla film yoktur. Bu karakterlerin böylesi bir hayatı seçmelerinin nedenleri güzel işlenmiş. Bar sahnesi favorilerim arasına girdi. El Diablo'nun aile dramasını duyunca Captain Boomerang'ın bile gözlerinin dolduğunu gördük. Böyle detaylar filmi güzel yapan şeylerdir.


Filmin yönetmeni ve senaristi David Ayer oldukça iyi bir iş çıkarmış. Aksiyon sahneleri kusursuz olmasa da ortalama üzerinde diyebilirim. Diyaloglar üzerinde biraz daha çalışılabilirmiş. Stüdyo Ayer'e senaryoyu yazması için 6 hafta süre vermiş. Bu bilgiyi göz önünde bulundurursak iyi bir iş çıkarmış. Filmin müzikleri ise efsane parçalardan oluşuyor.

Deadshot ve Harley Quinn
Karakterler çok başarılı bir uyum içerisinde harmanlanmış ve gerçek bir ekip oluşturulmuş. Ekipte bulunan tüm karakterlere --bir istisna dışında-- hak ettikleri değer verilmiş. Will Smith'in oynadığı Deadshot karakteri ekip içerisinde en ön plana çıkarılan karakter. Hatta filmin baş rolünün Will Smith olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü ailesiyle, özellikle kızıyla ilgili konuların işlenmesi izleyicinin bu karakterle empati kurmasını sağlıyor. Onun dışında muhteşem bir fan kitlesi olan --benim de içinde bulunduğum-- Harley Quinn karakteri muazzamdı. Margot Robbie kusursuz bir performans sergilemiş. Onun flashback sahneleri çok ilgi çekiciydi çünkü içinde Batman ve Joker bulunuyor. Harley Quinn'in replikleri ve davranışları filmin eğlenceli olmasında büyük bir etken. Harley Quinn'e filmde çok değer verilmiş ve en kritik noktada filmi çözecek hareketi bu karaktere layık görmüşler. Filmde sürpriz çıkış yapan bir karakter var. El Diablo film boyunca ince ince işlenip karakter gelişimine uğradı. Onun flashback sahneleri çok başarılıydı. Keza ekip arkadaşları ile olan diyalogları da öyle... Filmin en büyük artılarından biri El Diablo oldu. El Diablo, ekibin adına --İntihar Timi-- yakışır bir şekilde davrandı. Büyük bir kahramanlık gösterip düşmanını öldürmek için kendini de feda etti. Böyle bir sahnenin olmasını bekliyordum ve yanılmadığımı görünce sevindim. Killer Croc haddinden fazla komik yazılmış. Ekip adına çok yararlı işler yaptı fakat onun biraz daha vahşi ve hırçın olmasını bekliyordum. Bu sanki biraz fazla insancıl olmuş. Görünüş olarak da daha çizgi romandakilere yakın bir Killer Croc bekliyordum. Bu konuda hayal kırıklığına uğradım. Tüm karakterlere değer verildiğini ama bir istisnanın olduğunu söylemiştim. Captain Boomerang'a yeterince rol ve süre verilmemiş gibi hissettim. Filmde senaryodan kaynaklanan bir sorun olduğunu düşünüyorum çünkü öyle bir yazılmış ki adeta Captain Boomerang olmasa da gayet olurmuş havası hakim. İyi işlenilse ön plana çıkabilecek bir karakter olabilirdi. Kendisinin Flash ile olan sahnesi daha uzun tutulabilir ve hayranlardan daha çok olumlu geri dönüş alabilirlermiş. Slipknot karakterinin filmdeki varlığı eleştiriliyor ve tartışılıyor. Amacı olmayan bir karakter olarak algılanıp filmin olumsuz bir yönü olarak sayılıyor. Fakat o karakterin tüm amacı çipin patlaması ve diğer ekip üyelerinin motivasyonunu arttırmasıdır. Bu bağlamda da karakter kısa ve öz görünerek başarılı olmuş. Katana'yı da savaş sahnelerinde oldukça yararlı göstermişler. Onun hayat hikayesine kısa da olsa değinilmiş. Rick Flag karakteri filmde çok sık görünüyor. Bu karakterle ilgili herhangi bir olumsuz veya olumlu düşüncem yok. Tom Hardy iyi ki bu rolden çekilmiş. Bane karakterini oynayan Tom Hardy bu karaktere kadar düşemezdi...

Bu Joker farklı Joker

Joker'e bu filmle beraber farklı bir yorum katılmış. Çoğunuzun beğenmeyeceği bir şekilde işlenmiş. The Dark Knight'ın Jokerine alışan gözler Jared Leto'nun Jokerini kolay kolay beğenmeyecektir. Filmde Joker bir gangster, mafya babası rolüyle izleyici karşısına çıkıyor. İzleyici de bunu yadırgıyor. Ben Joker'in bu halinden çok memnunum. Jared Leto'nun oyunculuğu da beni fazlasıyla etkiledi. Adam hem korkunç hem sempati duyulası bir karakter sergiliyor. Alnındaki "damaged" dövmesi dışında olumsuz bir tarafı yok. Jared Leto'nun açıklamalarına göre pek çok Joker sahnesi filmden kesilmiş durumda. Filmin genişletilmiş versiyonunun çıkmasını dört gözle bekliyorum.

Filmin kötüsü Enchantress
Ana kötü karakter beklentileri karşılayamadı. Başarısız olmasının altında yatan en büyük sebep ise ana kötü olarak seçilen karakterin büyülü sihirli güçlerinin olması. Enchantress ekip için yanlış bir kötü karakter tercihi olmuş. Aslında onu ana kötü olarak görünce izleyici ters köşeye düştü. Çünkü ekibin bir üyesi olarak tanıtıldı. Ama kesinlikle bu filmin havasına uymayan bir karakter olmuş. Ayrıca adı sanı belli olmayan bir erkek kardeşi de filmde göründü. Bu karakterin Incubus olduğu düşünülüyor fakat filmde herhangi bir bilgi verilmiyor. Bu karakter de başarısızdı. Amanda Waller'ı ana kötülerden biri olarak söyleyebiliriz. Tam olarak öyle olmasa da... Bu karakter de güzel işlendi ve benim beklentimi karşıladı. Bu rol için oyuncu seçimi çok başarılı olmuş.

Çizgi roman uyarlaması filmlerdeki genel sorun Suicide Squad'da da görünüyor. Klişeden yıkılan final sahnesi... Artık tüm bu uyarlama filmlerin senaryosu belirli kalıplar halinde yazılıyormuş hissine kapılıyorum. Final sahnesinde bazı saçmalıklar ve detaylar can sıksa da filmin genel yapısını çok fazla zedelemiyor. Filmin aceleye getirilmiş olması da sonunun böyle bağlanmasına yol açmış olabilir.

Filmde anlamadığım bazı kısımlar vardı. Arabayla denize düştüklerinde Joker, Harley'i bırakıp kaçıyor. Fakat Harley buna karşı hiçbir tepki göstermeyip Joker'e bağlılığını ısrarla gösteriyor. En azından aralarında bir atışma, tartışma olabilirdi. Ya da böyle bir sahne aslında var fakat kesilmiş olabilir, onu da genişletilmiş versiyonda göreceğiz. Ayrıca şehrin yakılıp yıkılma süreci oldu bittiye getirilmiş. Yahu şehir ne zaman bu duruma düştü ki bildiğin kıyamet ortamı oluşmuş orada... Joker'in kazadan nasıl kurtulduğu da muamma olarak kalmış. Ayrıca fragmandaki sahnelerin bazıları da filmde yoktu.

Genel olarak bakıldığında olumlu yönleri olumsuz yönlerine ağır basan, ama toplum üzerinde genel kanı yaratamayan bir film olmuş. Bunun sebebi ise herkesin beklentilerinin farklı olmasıdır. Filmin beklentileri karşılayamaması sonucu olumsuz yorumlar çoğaldı. Suicide Squad'ı beğenenlerin çoğunu Dc Comics takipçileri oluşturuyor çünkü bu sinematik evrenin tarzını biliyorlar. Benim beklentilerimi tam olarak karşılayarak benden olumlu bir not aldı. Suicide Squad mutlaka izlemeniz gereken bir aksiyon filmidir, gidin, görün, izleyin. Dc Comics takipçisiyseniz zaten izlemişsinizdir. 10 üzerinden 8 puan (7.5'ten 8) veriyorum. Ne muhteşem ötesi bir film ne de berbat bir film, Suicide Squad ortalama üstü bir aksiyon filmi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder